Sarımsak, yüzyıllardan beri bütün dünyada hem sofraların vazgeçilmez bir besini olarak, hem de çeşitli hastalıklar için şifa kaynağı olarak kullanılıyor. Ana vatanı Hindistan olan sarımsağın tarihi, insanlık kadar eski. Haçlı seferleri sırasında ilk defa Fransa’ya getirilen ve bu şekille Avrupa’nın öğrendiği sarımsak, bugün dünyanın her tarafında yetiştiriliyor. Sarımsak (Allium sativum) tarımında önemli bir paya sahip olmamakla beraber, birçok ülkede üretilmekte, bu ülkelerin ihracat ve ithalatında önemli bir yer almaktadır. Sarımsağın üretimi, emek yoğun bir faaliyet olması nedeniyle bir çok ürüne göre daha az gerçekleşmektedir.
Oysaki sarımsağın insan vücuduna saymakla bitiremeyeceğimiz kadar fazla faydası var. Fakat bir çoğumuz kokusundan dolayı sarımsağı yemekten çekiniyor. Sarımsak içerisinde şekerler, vitaminler (A, B, C), kükürtlü bir uçucu yağ ve içerisinde bol olarak allil sülfür bulunduruyor. Sarımsağın kokusu ve tadı bundan dolayı oluşuyor.
– İştahı açar, sindirim sistemini kolaylaştırır.
– İçerisinde afrodizyak bulundurduğu için cinsel gücü ve performansı arttırır.
– Balgam,gaz ve idrar sökücü özelliği vardır.
– Kansere yakalanma riskimizi azaltır. Yapılan araştırmalarda sarımsak tüketen kişilerde mide kanserine yakalanma riski azalmıştır.
– Kronik bronşiti önler. Grip ve soğuk algınlığında oldukça faydalıdır.
– Sarmısak, kanı sulandırır, kan dolaşımını hızlandırır. Bu sayede kalp krizi ve felç geçirmeye neden olabilecek damar tıkanıklıklarının önüne geçer.
– Kandaki kolesterol düzeyini düşürür
– Antibiyotik etkisi vardır. Günde bir tane yuttuğumuzda bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Hastalıklara karşı vücut direncini arttırır.
